Tren Yolculuğundan Daha Fazlası: Doğu Ekspresi

Doğu Ekspresi’nin herhangi bir yurtiçi veya yurtdışı gezisinden çok farklı bir deneyim olduğunu söyleyerek başlayabilirim. 24 saat yolda ve bir trenin içinde olmanıza rağmen belki de 1 dakikası bile sizi sıkmayacak, yormayacak türden bir seyahat…
Burada Doğu Ekspresi ile ilgili işinize yarayabilecek genel ve hayat kurtaran bilgileri bulabilirsiniz. Bunlara ek olarak seyahat boyunca edindiğim kendi deneyimlerimi de ufak bir görsel şölen eşliğinde aktarmaya çalışacağım.
Öyleyse başlayalım…
Doğu Ekspresi Nedir?
Doğu Ekspresi, Ankara’dan-Kars’a / Kars’tan Ankara’ya uzanan, tercihinize ve bütçenize göre koltuklu veya yataklı vagonlarda seyahat edebileceğiniz, doğal güzellikleri ve ülkemizin farklı şehirlerine ait manzaraları izleyebileceğiniz bir tren yolculuğu, kimine göre de bir maceradır. Benim için ikisi de oldu demek doğru olacaktır.
* Ankara’daki yol çalışmaları nedeniyle 11 Aralık 2017 tarihine kadar, trenin kalkış yeri Ankara Garı değil, Kırıkkale’de yer alan Irmak istasyonundan olacakmış. Yolculuğunuza Ankara’dan başlayacaksanız buradan kalkan servisler (bilet fiyatına dahil) sizi Irmak’a götürecektir. Kars’tan dönüyorsanız da Irmak’ta bekleyen servisler (fiyata dahil) Ankara Garı’na ulaşmanızı sağlayacaktır.
* Tren, haftanın her günü olup Ankara Garı’ndan hareket saat 18:00’da; Kars’tan hareket ise 08:00 şeklindedir.
* Güzergâh: Ankara – Kırıkkale – Kayseri – Sivas – Erzincan – Erzurum – Kars
* Güzergâha baktığınızda çok fazla durak görebilirsiniz ancak bazıları kullanılmıyor. Küçük yerlerdeki istasyonlarda bekleme süresi 2-3 dakika oluyor. Büyük şehirlerde (Erzurum, Erzincan, Sivas gibi) daha uzun bekliyor, 20-25 dakika veya duruma göre daha fazla da olabilir.
Vagonlar Hakkında
Doğu Ekspresi'nde 4 tip vagon bulunuyor.
  • Pulman: Bildiğimiz, normal koltuklardan oluşuyor. Koltuklar geniş ancak rahatınıza düşkünseniz 24-25 saatlik bir yolculuk için konforlu olduğunu düşünmüyorum.
  • Kuşetli: 4 koltuk bulunuyor ve bunlar yatak haline geliyor. Temiz çarşaflar veriliyor ve yatağınızı siz hazırlıyorsunuz.
Vagonları dolaşırken kuşetlilerin içine de göz atma şansım oldu. 4 kişi rahatça odalara sığabilir ancak bir süre sonra daralma, bunalma gibi ihtimalleri de göz önünde bulundurmanızı öneririm.
* Kuşetlilerde 4 kişilik bilet almadığınız sürece yanınıza tanımadığınız insanların gelme ihtimali varmış. Bu yüzden kuşetlide kalınacaksa kompartımandaki tüm koltukları satın almak daha mantıklı gibi.
  • Yataklı: Biz yataklı vagonda kaldık. İki koltuk bulunuyor ve yataklar açılınca ranza halini alıyor. Odada masa, mini buzdolabı, lavabo ve priz bulunuyor. Oda içeriden kilitlenebiliyor ama dışarıdan kilitleyemiyorsunuz. İki kişi için en konforlu seçeneğin yataklı vagon olduğunu düşünüyorum.
* Odaların sıcaklığını kendiniz ayarlayabiliyorsunuz ve camları üstten yarım şekilde açılabiliyor. Koridorlarda camlar açıksa -gittiğiniz mevsime göre- biraz üşüyebilirsiniz.
  • Yemekli Vagon: Bu vagon 4 kişilik masalardan oluşuyor. Artık yemekli vagondan ziyade kafeterya demek daha doğru olacaktır. Eskiden geniş bir menüsü ve içki servisi varmış ancak şimdi bunlar bulunmuyor. Sınırlı sayıda abur cubur, mikrodalgada ısıtılmak üzere hazırlanmış birkaç çeşit yemek (tavuklu pilav, dönerli pilav gibi), çay ve kahve servisi mevcut.

Ne Zaman Gitmeliyim Diye Düşünenler İçin
Biz Mart’ın ilk haftası gittik. Özellikle Kars-Erzurum arası karlar henüz erimemişti ve kar yağışı da olmadığı için manzarayı seyretmek hoş oldu. Tren haricinde eğer Kars’ı da gezecekseniz Ocak-Şubat aylarında zorluk yaşanabilir ancak o ayların tadı da bir başkadır diye düşünüyorum. Yeşil görmek istiyorsanız yaz aylarını tercih edebilirsiniz.
Hayat Kurtaran Bilgiler…
Bu bölümde yolculuğunuza daha iyi hazırlanmanız ve minimum ya da sıfır sorunla trenden ayrılmanız için bilgiler yer almaktadır.
* Biletinizi Ankara’dan hareketle almak istiyorsanız bunu birkaç ay önceden halletmeniz gerekebilir. Özellikle Aralık-Ocak-Şubat aylarında talep fazla oluyormuş ve yataklı-kuşetli vagonlardan bilet bulmak zor. Biz iki hafta öncesinden Mart’ın ilk haftası için bakmıştık anca yataklı vagonda yer kalmamıştı. Tur şirketleri önceden parselliyormuş sanırım.
* Önce Kars’a gidip oradan trenle Ankara’ya dönebilirsiniz, biz öyle yaptık. Dönüş için bilet bulmak daha kolay.
* Trende yiyecek seçeneği az olduğu için mutlaka yanınıza bir şeyler almalısınız. Yataklı vagonda mini buzdolabı bulunduğu için dolapta saklanması gereken ürünler de olabilir. Alkol servisi olmadığı için kendiniz getirebilirsiniz. Su almayı da unutmayın.
* Erzurum’dan geçmişken Cağ Kebabı da yiyeyim diyorsanız, Gel Gör Cağ Kebabı (0442 234 21 22) istasyona varmadan 30-35 dakika önce arayıp sipariş verebilir ve teslim alabilirsiniz. İsterseniz kondüktöre de danışabilirsiniz. Ben ilk kez yedim ve çok beğendiğimi söyleyemem. Et ve lavaş biraz sertti. Yine de hoş bir deneyim oldu.
* Verilen çarşaflar temiz ve güzel kokuyor. Biz yastık kılıfı götürmeyi tercih ettik.
* Vagonlarda alaturka ve alafranga olmak üzere iki tuvalet bulunuyor. Tuvaletler temiz ancak eski. Bazen sifon çalışmayabiliyor (soğuktan donuyor sanırım) ve tuvaletler genellikle dolu. Ya da sürekli bana öyle denk geldi, bilmiyorum. Acilse diğer vagonlara da bakabilirsiniz. Yanınızda mutlaka ıslak mendil ve tuvalet kâğıdı bulundurun.

Benim Yolculuğum
Böyle bir şey hiç aklımda yokken yine babamın ortaya attığı Doğu Ekspresi fikri ile birkaç ay içinde ayarlayıp kendimizi Kars’ta ve sonrasında da trende bulduk. İyi ki de yapmışız, yine olsa yine yaparız dediğimiz bir deneyim oldu bizim için.
Bu kadar doğal güzelliği, karlarla kaplı dağları, ırmakları, nehirleri, eşsiz manzarayı bir arada görmek her zaman nasip olmaz. Yol boyunca müzik eşliğinde manzara izlemekten ve fotoğraf çekmeye çalışmaktan başka çok az şey yapabildim diyebilirim. Hava aydınlıkken kitap okumak bile zor oldu bir şeyler kaçırmak korkusuyla… Böyle harika görüntüler karşısında insan gerçekten hayret ediyor.

Önce Kars’tan Sarıkamış’a varınca duygulanıyorsunuz, aklınıza koskoca bir tarih geliyor o beyaz örtüyle karşılaştığınız zaman. Daha sonra Erzurum’da akan ırmakları görüyorsunuz yeşil, beyaz ve kahverenginin ahengi içinde.
Erzincan’da ise en güzeli İliç/Ilıç beldesinde yer alan o inanılmaz kanyon. Herkes en başından sonuna kadar zaten fotoğraf çekmek için oradan oraya koşturuyordu ancak kanyona yaklaşıldığında en az 10 kişi arka vagondaki camda yerini almıştı bile. Sanırım yolculuğun en keyifli ve eğlenceli anlarından biriydi. Kimi ayakta kimi yerlerde sürünürken video ve fotoğraf çekmek için büyük çaba gösterdi.
Maalesef Sivas’a yaklaştığımızda hava kararmaya başlamıştı ve buradan sonrasını sabah olana kadar göremedik.
Akşama doğru vagondaki insanlar da artık yavaş yavaş kaynaşmaya başlamıştı. Bazı odalardan çeşitli türküler ve şarkılar söylendi, müzikler açıldı. Hiçbir rahatsızlık ve olumsuz bir durum yaşanmadı. Her şey oldukça keyifliydi.
Son olarak bizim kaldığımız yataklı vagondan sorumlu kondüktöre de buradan teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum. Herkes işini bu kadar düzgün, saygılı ve severek yapsa valla ülke harika bir yer oldu.
Neyse, yapınız bu yolculuğu.

Aylin

4 yorum:

  1. Ne güzel bir deneyim, sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. çok güzel bir deneyim resmen imrenerek okudum.. bizde kız kardeşimle böyle bir gezintiye çıkmak istiyoruz inşallah çıkabiliriz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim yorumunuz için, inşallah siz de deneyimlersiniz :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.