Dizi Önerisi: Bron|Broen

Merhaba. Mükemmel ve sıradan olmayan bir dizi önerisi ile buradayım: Bron|Broen. İsveçce ve Danca olmak üzere iki kelime de köprü anlamına geliyor. Bu diziyi bana, önerilerine çok güvendiğim ve sevdiğim bir insan tavsiye etmişti. Sanırım 1 haftada 3 sezonu bulunan diziyi bitirdim, o kadar sarıyor ve izlettiriyor kendini.

Etrafımda çok fazla dizi izleyen arkadaşlarım olmasına rağmen, çevremde Bron Broen'ı izleyen birine henüz rastlamadım. Ama sosyal medyada ve internette gördüğüm kadarıyla popüler olmuş bir dizi. 

Amerikan ve İngiliz yapımlarından sıkılmış ya da daha farklı bir şey isteyenlere, bu İsveç-Danimarka yapımı polisiye/cinayet/drama dizisi ilaç gibi gelebilir. Benim gibi Kuzey ülkelerine de ilginiz varsa bir de o soğuk havayı hissetmek istiyorsanız (yazıyı okumayı bitirdikten sonra tabi kii :p) hemen gidip izlemeye başlayın bence.

Kısaca konusundan bahsetmek istiyorum. Dizi, İsveç ve Danimarka ülkelerini birbirine bağlayan Oresund Köprüsü'nün ortasında bulunan bir ceset ile başlıyor. İnceleme için Malmö (İsveç) Emniyeti'nden cinayet masası dedektifi Saga Noren olay yerine teşrif ediyor. Kopenhag'tan da cinayet masası dedektifi Martin Rohde geliyor. Cesedin bir İsveç vatandaşına ait olduğu ortaya çıkınca, Saga soruşturmayı kendisinin yapacağını söylüyor. Ancak ilginç gelişmelerin bir sonucu olarak Kopenhag Emniyeti yani Martin de soruşturmaya dahil oluyor ve cinayeti çözmek için ortaklık başlıyor.

( Köprüden o rahat geçişler ilginizi çekebilir. Daha fazla bilgi için; http://www.bbc.com/turkce/haberler/2016/01/160105_kopru_oresund ) 

Her sezonda farklı bir cinayet olayı yaşanıyor ve kahramanlarımız bunları çözmek için uğraşıyor. Aynı zamanda her sezonda farklı farklı kişiler, aileler dahil oluyor. Dizinin ana noktasının dışında ya da etrafında diyeyim, bu karakterlerin de hikayelerini izlemiş oluyorsunuz. Olaylarla bağlantısı var mı yok mu bu da sizi düşündürüyor ve diziyi daha dikkatli takip etmenize olanak sağlıyor.

Birçok klasik Amerikan yapımında olduğu gibi olayların ve cinayetlerin çözülmesi o kadar kolay olmuyor. Bazen yavaş bazen hızlı ve aksiyonlu ilerleyen dizide ciddi ciddi araştırma ve soruşturma yapıyorlar, oldu bittiye getirmiyorlar ve aklımıza takılan birçok soruya da cevap veriyorlar. Diziye dahil olan karakterler de bu gerçekliğe katkıda bulunuyor. İzleyiciler için olayla/cinayetle bağlantılı kişi veya kişileri tahmin edebilmek de zorlaşıyor.

Senaryo dışında oyunculuklar ve karakterler de oldukça başarılı. Ama biri var ki hepsinden ayrılıyor; Saga Noren. 

(Saga Noren, Lanskrim Malmö.)

Görmeye alıştığımız tiplerden değil kesinlikle. Sofia Helin'in canlandırdığı Saga karakteri, insanlarla pek fazla duygusal yakınlık kuramayan, düşündüğünü ve aklından geçeni pat diye söyleyen, etrafında onu tanımayan insanlara göre duyarsız, duygusuz, soğuk biri. Ama bu karakteri yüzünden değil, başka bir nedeni var. Böyle olmasına rağmen sempati duyacağınıza garanti verebilirim. Ben çok sevdim.

Dizi hakkında sadece bir eleştirim var; o da 3. sezonda yaşanan bir şey ile ilgili. Spoiler vermemek için bahsetmeyeceğim ama her olayı bu kadar derinden inceleyen, çözülmesi zor cinayetleri bile bir sonuca bağlayan bu ekibin, kıyasla daha basit bir durumu çözemediği ve yanıldığı pek inandırıcı olmamış. İzlerseniz, neyden bahsettiğimi anlayacaksınız :)

Dizinin konuyu işleyişi, senaryosu ve karakterleri dışında bir de görüntü ve çekimlerden söz edeyim. Bununla ilgili olarak fazla beklentiniz olmasın. Havalı efektler ve cezbedici görüntüler yok. Olayın atmosferine uygun, coğrafyayla özdeşleşen, genellikle karanlık ve kasvetli bir hava hakim. Bence, izleyeni hikayenin içine almayı sağlıyor bu durum. Rahatsız olduğumu söyleyemem.

Ve son olarak dizinin jenerik müziğine değineceğim. Ben böyle harika bir jenerik görmedim. Şarkıyı kışın, birkaç ay boyunca her gün defalarca dinledim. 

Dinlemek isteyenler buyursun; Hollow Talk - https://www.youtube.com/watch?v=Vy7yuj-UrNI

(Not: Yeni sezon 2018'de yayınlanacak.)

Umarım izlersiniz ve beğenirsiniz.

Aylin