Cannes Film Festivali 2017 | Kırmızı Halı Elbiseleri ve Daha Fazlası #1
Bir Cannes Film Festivali daha gözlerimizin önünde tüm ihtişamıyla gerçekleşiyor. Bir takım ünlüler kırmızı halıda ve galalarda fink atıyor, bize de onları konuşmak düşüyor. Ülkemizle alakalı da bazı şeyler oluyor; Yılmaz Güney'in Altın Palmiyeli filmi Yol yeniden gösteriliyor, Magnum Türkiye'nin davetlisi olarak Bensu Soral gidiyor. E dolu şey var konuşacak. Hemen derinliklere inelim...
Bella Hadid ile başlamasam kendimi keserdim. Bu nasıl bir kuğu gibilik allasen, Alexandre Vauthier elbisesi, Olgana Paris ayakkabıları, yumruğumdan büyük Bvlgari mücevheriyle ve kısalttığı saçlarıyla asaletin kitabını yazmış.
Ama Bella bitmiyor. Okja premierinde giydiği bu kırmızı Dior'u, yatak örtüsüne benzemesinden dolayı pek sevemedim, ama elbisenin sırtı o kadar güzel ve kırmızı o kadar yakışmış ki, kötüleyemeyeceğim. Yastık yorgan giyse yakışıyor. At kuyruğu saçlarına ve uçlarının küt olması detayına bayıldım. Asalet çarpı 2.
Uffff. Çarp asaleti 3 ile. Bu müthiş Roberto Cavalli Couture elbiseyi daha iyi taşıyabilecek birini daha düşünemiyorum. Yüreği olan varsa çıksın ve giysin diyor, evimde otururken herkese meydan okuyorum Bella adına. Chopard takılarla ayrı bir elegan olmuş.
Tabii ki en çok Bella'ya yer vereceğim. Havaalanından Cannes'a gelişi de tam kendi tarzı, Marc Jacobs ceketi harika. Pantolonunu ve ayakkabısının ceketle uyumunu çok sevdim. En sağdaki fotoğrafta gündüz giydiği saten Area parçalarını başkasında görsem gecelikle çıkmış derim ama hanfendi yine çok güzel taşımış. Sana puanım 9 kanka.
Gelelim Hailey Baldwin'e... Bu kızı seviyor muyum, sevmiyor muyum hep bir arada bir derede olsam da tarzını ve doğallığını beğenirdim fakat kendisi kırmızı halıdaki bu Twinset elbisesiyle beni şok etti. Kendine o kadar uzak bir şey giymiş ki, ne alaka dedim. Zıtlıkta da bir güzellik olabiliyor zaman zaman ama Hailey'nin bu halini çok itici buldum. Ay zaten suratındaki meymenetsizliğe bak, zorla mı giydirmişler nedir. Sadece saçlarını ve elbisenin rengini beğendim. Sağ tarafta ise Cannes'a gelirken giydiği ceketimsi elbisesi ve bir ara Gigi Hadid'in ayağında siyahını gördüğüm Dr Mortens ayakkabıları var, işte bunu çok beğendim.
Bu yılın en güzel görüntülerinden biri bana göre, İngiliz oyuncu Naomi Harris'ten geliyor. Neon renklerle dolu Gucci elbisesine bayıldım, tenine aşırı yakışmış. Bu kadar renkli bir elbisenin üzerine çok özenilmemiş bir saç ve sade bir takı seçmesini çok yerinde buldum.
Hep beğendiklerimden gittik madem, Lily Donaldson'ın bu toz pembe Dior elbisesini ve ayakkabılarını kendisine çok yakıştırdım. Çok pembiş ve fazla tatlış diyebilirdim ama kendi havasına ve enerjisine uyduğunu düşünüyorum, bu fotoğrafta özellikle.
Hepimize soğuk duş etkisi yaratsın, şoka girelim, açılalım diye bu kim olduğunu hiç umursamadığım oyuncuyu paylaşmak istedim. Sol tarafa çekeyim dikkatinizi; kendisi şu an ülkesini ziyarete gelen komşu ülke başbakanını karşılama töreninde, birazdan uu vii yaa suu sannggg diye yöresel şarkılarını söylemeye başlayacak. Allah aşkına onu geçtim, beyaz çorapla parmak arası terlik giyip gelmiş ya yöresellik bu değil, bu olmasın. Sağ tarafta ise buna da şükür diyeceğimiz daha mantıklı bir seçim yapmış, tanımasam da kendisine uygun olduğunu düşündüğüm bir kıyafetle gelmiş.
Uuuu Susan Sarandon ablamız sağ taraftaki Alberta Ferreti elbisesiyle ve Chopard mücevheriyle yıkmış geçirmiş, 70 ne ki daha hepinizi gömücem bakışı atmış. Sol tarafa maalesef ki geçiyoruz. Yandaki elbiseyi giyen kadın nasıl Cannes gibi yerde, kırmızı halıda, ya da herhangi bir yerde bu kombinle çıkar aklım almadı. Ceket Chanel tamam ama sıcacık yerde o deri uzun eteğin açıklaması yok bence. Bakarken terden Salvador Dali tablosundaki saat gibi eridim. Gömlek desen yeri değil. Olmadı ablam.
Bir "Onu giyen kadın bunu nasıl giyer? vakasıyla daha karşı karşıyayız. Robin Wright kırmızı halıya yeşil geceliğiyle gelmeyi tercih etmiş. Elbise kötü değil ama bu saten ince askılı dümdüz elbiseleri giymeyi 20'lik, 1.75 boyunda ve 10 kilo modellere bırakmalılar bence. Elbise Michelle Mason imzalı. Ortadaki elbise ve ayakkabısıyla, renk seçimiyle vs tamamen güvende olmak istemiş, o kadar orta bir görüntü ki, iyi kötü yorum yapası gelmiyor insanın. Sağdaki kombine gelince evvvvet diyorum, kendisine çok uygun şeyler giymiş, Alberta Ferreti takımıyla çok klas görünüyor.
Burdan anladığımız kadarıyla Marion Cotillard giyinmekten zerre anlamıyor, etrafında anlayan varsa da onları dinlemiyor. Gerçi zorlamayla olmuyor böyle şeyler, soldan birinci fotoğrafta görüldüğü gibi. Soldan ikinci halini beğendim, aslında fazla sade ve renk tonları çok sıradan tabii ama kendi tarzını gördüğümüz için buna olumlu bakıyorum. Soldan üçüncü fotoğrafta ise Cannes'a ulaştığı anı görüyoruz, geri gitse keşke diyoruz. Sağdaki fotoğrafa ise hiçbir şey diyemiyorum, evinin bahçesinde röportaj veriyor sanki.
Michelle Williams o tatlı suratı, minik burnu ve pürüzsüz cildiyle çok sevdiğim bir kadın. Yüzüne gitmiş olsa da ben Pixie saç kesimini hiç sevmem, beğenemiyorum. Tamam kestirdin de o zaman soldaki elbise ne mana? Ortadaki elbisesi de fazla sönük ve ortalama. Sağdaki fotoğrafta ise Cannes'a gelirken tarzına gayet uygun, sade giyindiğini görüyoruz, buna lafım yok.
Serge ve Jane Birkin'in yavruları Charlotte Gainsbourg'un bu derece maskülen olabileceğini düşünmezdim, saçlarını yakıştırdım. Sağda gördüğümüz Saint Laurent elbisesine ne desem bilemedim, yorumlanacak kadar iyi ve kötü giyinmemiş ama tarzına göre iyi görünüyor diyelim. O saçla Michelle Williams'ınki bir şey giymediğine sevindim.
Uma Thurman sol tarafta Atelier Versace elbisesiyle ve Bvlgari takılarıyla melek gibi görünürken, sağda kürklü deri ceketiyle anlamsızlığın sınırlarını zorluyor...
Tanımadığım, Çinli bir oyuncu olduğunu öğrendiğim Fan Bingbing mavi bir Elie Saab ile katılmış. Normalde Elie Saab elbiselere böbreğimi satabilecek olsam da bunu beğenemedim. Hele ki altına giydiği o açık kahvemsi platformlu ayakkabı, ziyan gerçekten. Cannes'a gelişini gördüğümüz sağdaki fotoğrafta eğer kendi giyinmişse, özel yaşamında tarz bir ablamızmış gibi görünüyor. En azından beyaz çorapla parmak arası terlik giymemiş😂
Geldik anlamsızlar topluluğuna. Sol fotoğraftaki kız plaj elbisesini geçtim, düz sandaletle gelmiş ya. Ortadaki desen anlamsız number 2. Mahalle düğününe gitsek daha güzel kıyafetler buluruz. Sağdaki ise diğerlerinden biraz daha anlamlı olmakla birlikte, yeterince olmadığı için anlamsız number 3. Nerde olduklarının farkına varmaları için ne yapmak lazım bilmiyorum...
Biraz da Türkçe konuşalım... Bensu Soral'ın gittiğine memnun oldum açıkçası, günlük hayatındaki tarzını beğenirim. Cannes'ta da bir fiyaskoyla karşılaşmamışız sayesinde. Yeşil elbisesini ona yakıştırdım fakat elbisenin kendisini biraz basit buldum. Ayakkabılarını ve saç/makyajının doğallığını beğendim. Selma Çilek imzalı beyaz elbisesini ise çok sevdim. Tiril tiril ama dekoltesinin şıklığı dolayısıyla plaja gidiyor görünümünde değil. Bensu'ya da tam uymuş, melek melek geziniyor. Kemer ve içinde görünen şort detayını da sevdim.
Cara Delevigne ile de VIP duvarları ardından fotoğraf çektirmiş, olsun çektirmiş sonuçta...
Başka söyleyeceğim bir şey yok hakim bey. Şok derecesinde ve baya uç çirkinlikte bir çok elbise var ama onlara girsem yazı o kadar uzar ki, belki etkinlik bittiğinde yazarım. Yarın Part 2'de Aylin bizlerle olacak ve Kendall Jenner, Rihanna, Emily Ratajkovski gibi isimleri göreceğiz, meraklı bir bekleyiş içerisindeyim. Sizce kırmızı halının yıldızı ve vasatı kim? Yorumlarda buluşalım. Ciao dostlar!
Buse
Hiç yorum yok: